İnsanları ve cinleri ölümlerinden sonra tekrar diriltecek olan Allah Teâlâ, daha sonra onların hepsini “Mahşer” denilen yere toplayacaktır. Buna “haşr” denir. 

 

İsraifil (A.S) Sur’a Üflemesi




İsraifil (A.S) Sur’a üflendiğinde kıyamet kopacaktır. Azrail (A.S) her canlının ruhunu kabzedecek.

Cebrail (A.S) Mikail (A.S) İsrafil (A.S) ve Azrail (A.S) kalacak. Allah’ın emri ile Azrail diğer üç büyük meleğinde ruhlarını kabzedecek. En son Allah (A.S) ile Azrail (a.s) kalacak ve Azrail (A.S) canını da Yüce Allah (A.S) alacaktır.

 

Hadise göre:

Sur'a üfürülüş üç kez olacakBirinci üfürüşte korku ve dehşetten bütün yaratıklar sarsılacak. İkinci üfürülüşte bütün kâinat alt üst olup, bütün canlılar ölecek. Allah yeni bir düzen (ahiret yurdu) kurup hesap günü gelince, üçüncü bir üfürülüşle bütün ölülerin ruhlan bedenlerine girerek yeniden dirilecekler.


  

Mahşer Alanı




Herkes, diriltildikten sonra, "mahşer" denilen yere sevk edilir ve burada toplanır:

"...Artık sûra üfürülmüştür. Bu suretle hepsini mahşer ‘de toplamışızdır." (Kehf, 18/99).

 

Diriltilen mahlukatın toplandıkları "mahşer" fevkalâde geniş, düz, binasız ve yapısız yepyeni bir yer olacaktır. Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur:

"Kıyamet günü insanlar, halis undan yapılmış dümdüz ekmek gibi esmere yakın beyaz bir yer üzerinde toplanacaklardır." (Buhârî)

Ebû Hureyre’nin Peygamberimiz (s.a.s)'den rivayet ettiği bir hadisten öğrendiğimize göre;

Insanlar, mahşere yürüyerek, binek üzerinde ve ateş azabı içerisinde olmak üzere üç grup halinde sevk edileceklerdir (Buhârî). Tirmizi'nin başka bir rivayetine göre üçüncü grup, yüz üstü sürünerek mahşere çekilip götürüleceklerdir 

 

Uzun bekleyiş


İnsanlar ve cinler, mahşerde toplandıktan sonra muhakeme olunmak için çeşitli korku ve sıkıntılar içinde uzun müddet bekletileceklerdir. Bu müddetin bin ila elli bin yıl arası olduğu söylenir.

Güneş 4 arşın boyunca yaklaştırılacak. İnsanlar bu vaziyette 50 bin yıl hesaba çekilmeyi bekleyecek. Allahın Salih kullarına bu süre iki rekat namaz süresi kadar geleceği buyuruluyor.

Bu bekleyiş o kadar zor olacak ki insanlar cehenneme atılacaksak bile artık hesaba çekilelim diyecekler.


Mahşer yerine Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s)'in eline "Livâü'l-hamd" sancağı verilecektir.

Başta Hz. Âdem (as) olmak üzere bütün peygamberler, Resulullah (s.a.s)'ın sancağı altında toplanacaklardır (Tirmizi,).

Mahşerde, insanların muhakeme ve muhasebesinin bir an önce yapılması için, şefaatta bulunacak zat, büyük Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s)'dir. Onun bu şefaatine "şefaat-i uzma" denilir. Hayız olduğu bu mertebe ve makam da "Makam-ı Mahmud" denir. 



 

İnsanların Şefaat Edecek Birini Araması




Güneş o kadar çok yaklaştırılacak ki insanlar, dayanamayacakları ve tahammül edemeyecekleri son derece sıkıntı ve zorluklara maruz kalacaklar, şiddetli korku ve dehşetler içinde çok fazla bekleyeceklerdir.

Kendilerinin bu güç durumdan kurtulmaları için şefaat edecek birini arayacaklardır. Bazı kimseler, bir kısım insanlara Âdem (a.s)'a gidin diyeceklerdir.

Hz. Âdem, yasak ağaçtan yemesini hatırlayacak, onları Nuh (a.s)'a gönderecek; Hz. Nuh da onları Hz. İbrahim (a.s)'e gönderecek, Hz. İbrahim Hz. Musa'ya yollayacak, Hz. Musa (a.s) da Hz. İsa'ya (a.s) gönderecektir. Hz. İsa da son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s)'e gönderecektir.

Hz. Muhammed (s.a.s)'de secdeye kapanacak, kendisine ilham edilen en güzel hamd ve senalarla Allah Teâlâ'ya hamd ve senalarda bulunacaktır.

Sonra Cenab-ı Allah ona "Ey Muhammed başını kaldır, işte, istediğin verilecek, şefaat et, şefaatın kabul olunacaktır." buyuracaktır. O da yüce Allah'a dua edecek, Allah Teâlâ da onun duasına icabet edecektir. Bundan sonra kullar arasında muhakeme ve muhasebe başlayacaktır. 

 

Hesaba Çekilme






Hesap günü kişiye sorulacak ilk sual Namaz olacaktır.  Mizan adı verilen terazi getirecek. Günahlar ve sevaplar tartılacak

 

"O gün insan sınıflarından her birini rehberleriyle (izinden gittiği kimselerle birlikte) çağıracağız. Artık kimin kitabı (defteri), sağından verilirse, onlar kitablarını, en küçük haksızlığa uğratılmayarak okuyacaklardır." (İsrâ, 17/71).

 

"Yüce Allah, kula bu gün şahid olarak nefsin ve şahidler olarak Kirâmen Kâtibin melekleri kâfidir, der ve sonra ağzı mühürlenir ve azaları da dünyada neler yaptıklarını anlatır." (Müslimden et-Tâc, V / 372).

 

"O gün onların ağızlarını mühürleriz. İşleyip kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şehâdet eder." (Yâsin, 36/65).

 

 

Adalet Mahkemesi

Büyük bir adalet mahkemesi kurularak herkese dünya da yaptığı her iş sorulacak, amel defterleri verilecek ve mizan konulacaktır. Herkes küfr ve dalâletteki veya iman ve hidayetteki rehberleriyle birlikte çağırılacaktır. Bu konuda Kur'an da şöyle buyuruluyor:

"O gün insan sınıflarından her birini rehberleriyle (izinden gittiği kimselerle birlikte) çağıracağız. Artık kimin kitabı (defteri), sağından verilirse, onlar kitaplarını, en küçük haksızlığa uğratılmayarak okuyacaklardır." (İsrâ, 17/71).

"Yüce Allah, kula bugün şahit olarak nefsin ve şahitler olarak Kirâmen Kâtibin melekleri kâfidir, der ve sonra ağzı mühürlenir ve azaları da dünyada neler yaptıklarını anlatır." (Müslimden).

"O gün onların ağızlarını mühürleriz. İşleyip kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şehadet eder." (Yâsin, 36/65).

 

Kevser Havuzu




Mahşerde Peygamberimiz (s.a.s)'e gayet büyük bir havuz ihsan buyrulacak ki, bunun büyüklüğü (boyu) Medine ile San'a arası kadar veya Şam'ın bir kasabası olan Eyle ile San'a arası kadar bir mesafedir.

Suyu sütten daha ak, kokusu miskten daha güzel ve baldan daha tatlıdır. Kupaları da gökteki yıldızlar kadardır. Ondan bir defa içen bir daha susamaz (Buhârî ve Müslim'den, et-Tâc, V / 380). Böylece müminler cennete girmeden önce bu havuzun suyundan içerek mahşerin dehşetinden ileri gelen hararetlerini gidereceklerdir. Gerçi Tirmizî'nin garib bir senetle rivayet ettiği hadiste şöyle buyuruluyor.

"Mahşerde her peygamberin bir havuzu olacak. Onlar içinde havuzlarına su içmeye gelenlerin en çok ben olacağını umuyorum." (Tirmizî'den, et-Tac, V / 378).

 

Mahşerde insanların muhakeme işleri bitirildikten sonra mahşerle cennet arasında cehennemin üzerine sırat köprüsü kurulacaktır. İnsanlar, bölük bölük cehenneme bir kısmı da cennete sevk olunacaktır. 

 

 

Sırat Köprüsü

 


Cennete gidebilmek için bundan başka yol yoktur. Sıratın iki tarafına konulmuş kancalar, oradan geçmeye iyi amelleri yetmeyen kimseleri Allah'ın emriyle çekip cehenneme düşüreceklerdir.

İyi amelleri ağır gelenler, kötülükleri sebebiyle tırmalanıp yara almış olsalar bile Sıratı geçeceklerdir. Bazı mm’minler senelerce sürünerek geçeceklerdir. Sırattan geçiş esnasında Peygamberimiz (asm) sırat üzerinde "Kurtar, ey Rabbim, kurtar!.." diye müminlere dua edip duracaktır. (Müslim,).

 

Ebu Said el Hudrî'nin rivayetinde

Peygamberimiz (asm) şöyle buyuruyor:

"Mahşerde muhakeme ve muhasebe işlerinden sonra Cehennemin üzerinde bir köprü (Sırat) kurulur. Allah şefaate izin verir. (Ml’minler) 'Ya Allah selamet ver, selamet ver, diye dua eder durur.'

'Ya Rasulallah, köprü nedir?' diye sorulduğunda;

Kaypak ve kaygan bir yoldur. Orada; kancalar, çengeller ve Necidde bilen sa'dan denilen sert dikencikler gibi dikenler vardır.

Müminler amellerine göre kimi göz açıp kapayıncaya kadar, kimi şimşek gibi, kimi rüzgâr gibi, kimi kuş gibi, kimi iyi cins yarış atları gibi, kimi deve gibi süratle geçerler. Müminlerden kimi sapasağlam kurtulur. Kimi de tırmalanmış (hafif yaralı) olarak salıverilir. Kimileri de cehennem ateşi içerisine dökülür.'" (Buhari, Müslim)

 

Ebû Sa'id el-Hudri'nin rivayet ettiğine göre, Sırat köprüsü, kıldan ince, kılıçtan keskindir. Sıratın uzunluğu bin senelik yokuş, bin senelik iniş ve bin senelik de düzlüktür.

Bu mesafe bazı insanlar için olacaktır. Her bir kimsenin bu mesafeyi geçmesi, amelleri ile orantılı bir zamanda olacaktır. (Mansur Ali Nasıf,. Bazı ulemaya göre Sıratın kıldan ince, kılıçtan keskin olduğuna dair rivayetler, bu köprünün üzerinden geçmenin pek müşkil ve zor olduğundan kinayedir

 

Herkes Cehenneme Uğrayacak

 


Allah Teâlâ yine şöyle buyurur:

Sizlerden hiçbir kimse yoktur ki oraya (cehenneme) uğramamış olsun. Bu, Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra biz, iman edip kötülüklerden sakınanları kurtarırız. Zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız." (Meryem,).

Bir rivayete göre cennetlik müminlerin cehenneme uğramaları, üzerindeki sırattan geçmelerinden ibarettir. Herkes bu köprüye gelecek ve cehenneme girecek olanlar da buradan gireceklerdir.

Sonra Hristiyanlar çağırılacak,

 "Sizler kime ibadet ediyordunuz?" denilecek. "Allah'ın oğlu Mesih'e ibadet ediyorduk." diyecekler.

Onlara da "Yalan söylediniz! Allah hiçbir eş ve oğul edinmedi." denilecek. Bunlar da susadıklarını söyleyerek Allah'tan su isteyince, kendilerine, "Haydi suya gelmez misiniz?" diye işaret olunur. Serap gibi görünen cehenneme doğru toplanacaklar ve birbirlerini çiğneyerek cehenneme döküleceklerdir."


Post a Comment

أحدث أقدم