Hazret-i Câfer (r.a.) Ebû Tâlip’in oğludur. Sevgili
Peygamberimizi amcazadesi olur. Tayyar onun lakabıdır. O İslâm’ın
ilklerindendir.
Efendimiz 36 yaşlarında iken bir kıtlık senesi yaşanmıştı. O sene amcası
Abbas ile birlikte Ebû Talip’in yükünü hafifletmek için çocuklarından birer
tanesini almayı düşündüler. Peygamberimiz, amcası ile birlikte Ebû Talip’e
vardılar, fikirlerini söylediler. Ebû Tâlip “Âkil’i bana bırakın
gerisini ne yaparsanız yapın...” deyince Sevgili Peygamberimiz Ali’yi,
amcası Abbas da Cafer’i alıp çocukları arasına kattılar.
İslâm dini geldiğinde çocuklardan ilk Müslüman olma şerefini Hz.
Ali (r.a.) almıştı. Câfer ibn Ebi Tâlip (r.a.) de hanımı Esma binti
Umeys (r.a.) ile birlikte Hz. Ebûbekir’in (r.a) delâletiyle ilk İslâm kafilesine
katılmışlardı.
Peygambere En Çok Benzeyen Sahabe
Resûlullah Efendimiz, onun hakkında: “Cafer, hilkâten ve ahlâken
bana en fazla benzeyendir” buyurarak ona karşı gönlündeki sevgisini
ifade etmişlerdir.
O ilk Müslümanların karşılaştığı eza ve cefalarla karşılaşmış fakat
sabretmiştir. Çünkü cennet yolunun dikenlerle döşeli ve sıkıntılarla çevrili
olduğunu biliyorlardı. Sonunda bir grup sahabe ile ailecek Habeşistan’a göç
etme zorunda kalmıştır. Habeşistan’a vardıklarında Müslüman olduklarından beri
ilk defa emniyette olmanın huzurunu tatmışlardır. Onun Necaşiye karşı İslâm’ı
anlatırken sergilediği vakar, nezaket, ciddiyet ve samimiyet tebliğde güzel bir
örnektir.
Cafer-İ Tayyar’ın Necaşi ile Konuşması
KureyşIiler Habeşistan’da Müslümanların rahat ve huzur içinde inançlarını
yerine getirdiklerine bile tahammül edememişlerdi. Necaşi’ye hediyelerle iki
kişi gönderip bu yeni dine inanan gençleri memleketinden çıkarmasını
istemişlerdi. Necaşi kendine gelen Kureyşliler ile memleketine sığınan
Müslümanları toplayıp karşılıklı onları dinlemiştir. Müslümanların sözcüsü
Cafer’e (r.a.) söz sırası gelince açık ve net bir şekilde, samimi bir ifadeyle
şunları söyledi:
“Ey kral! Biz cahiliyet içinde yaşayan bir millettik. Putlara tapar,
ölüleri yerdik. Kötülüklerin hepsini yapar, akrabalardan ilgiyi keserdik.
Komşuluğu kötü görür, kuvvetli olan zayıfımızı ezerdi. Peygamber gelinceye
kadar bu hal üzere kaldık. Bu Allah elçisi bizi Allah’ın birliğine inanmaya ve
yalnız Allah’a ibadet etmeye, babalarımızın taptığı taşlardan ve putlardan
vazgeçmeye davet etti. Bize sözün doğrusunu söylemeyi, emaneti yerine
getirmeyi, akrabalara ilgi göstermeyi, komşularla iyi geçinmeyi, haramlardan
uzaklaşmayı, kan dökmekten sakınmayı emretti. Yalan şahitliği ve iftira etmeyi
yasakladı. Öksüzün malını yemeyi haram kıldı. Bizim yalnız Allah’a ibadet
etmemizi, ona ortak koşmamamızı, namaz kılmamızı, zekât vermemizi ve Ramazan’da
oruç tutmamızı emretti.
Biz bu peygambere inandık, iman ettik. Onun gösterdiği yolda yürüdük.
Peygamberin helal tanıttığını helal bildik. Haram bildirdiğini de haram bildik.
Ey kral! Bunun için kavmimiz bize saldırdı. İşkence etti. Bizi dinimizden
çevirmek, tekrar putlara taptırmak için çalıştı. Onlar bize zulmedip dayanılmaz
hâl alınca yurdumuzu bıraktık. Sizin diyarınızı tercih edip senin memleketinde
zulme uğramayacağımızı ümit ettik.”
Bu samimi ifadeler karşısında Necaşi:
“Peygamberinize gelen vahiyden ezberinizde olan var mı?” dedi. Câfer ibni Ebi Tâlib:
“Evet var” deyince Necaşi:
“Öyleyse onu bana oku” dedi. Hz. Cafer:
“Kâf-Ha-Ya- Ayn- Sad. Bu, Rabbinin rahmetini kulu Zekeriya’ya anmasıdır.
Hani bir zaman Rabbine gizli bir seslenişle seslenmişti de: Ey Rabbim! demişti.
Kemiklerim gerçekten iyice zayıfladı ve başımdaki saçlarım da ağardı. Rabbim!
Sana yalvarıp yakarmakta hiç de bedbaht olmadım.” (Meryem, 1-4) ayetini okudu. Daha dinlerken Necaşi ağlamaya başladı
ve göz yaşlarıyla sakalını ıslattı.
Cafer İbni Ebi Talip’e dönerek:
“Vallahi bu aynı kandilden fışkıran bir nurdur. Sizin Peygamberinizle
İsâ’nın (a.s.) getirdiği aynı lambadan çıkıyor” dedi. Gelen KureyşIilere döndü:
“Kalkıp gidiniz. Ben bunları size asla teslim etmem” dedi. Cafer ve hanımı on sene Necaşi’nin memleketinde emniyette huzur
içinde yaşadılar. Hicretin 7. yılında diğer Müslümanlarla birlikte Medine’ye
hicret ettiler. Oraya vardıklarında Resûl-i ekrem Efendimiz Hayber fethinden
yeni dönmüştü. Sevgili Peygamberimiz Cafer’le karşılaşmasına o kadar sevindi
ki:
“Hayber’in fethine mi, Cafer’in gelişine mi? Hangisine sevineceğimi
bilemiyorum.” buyurdular.
Fukara Babası
Resûl-i Ekrem Efendimiz onu “Fukara babası” diye yad
ederdi. Çünkü o zayıflara karşı çok şefkat ve merhametliydi. Evine alır
götürür, yedirir içirirdi. Cömertlikte o kadar meşhur idi ki “Cevad ibni Cevad”
diye anılır olmuştur.
Hicretin 8. senesinde Resûlullah, Bizanslılarla savaşmak için bir ordu
hazırladı. Zeyd İbni Harise’yi (r.a.) de komutan tayin etti.
Ve “Zeyd şehit olduğunda komutayı Cafer alsın. O da yaralanır veya
şehit olursa Abdullah ibni Revaha alsın.” buyurarak İslâm ordusunu
uğurlamıştı.
Üç bin kişilik Müslüman ordusu Mute’ye varınca yüz bin Bizanslı ile
karşılaştı. Harp başlar başlamaz Zeyd (r.a.) şehit
oldu. Sancağı Cafer (r.a.) aldı. O sağına soluna kılıç sallayarak düşman
saflarında dolaşıyordu. Sağ elini koparan bir darbe yedi. Sancağı sol eline
aldı. Çok geçmeden bir kılıç darbesiyle sol eli de koptu. Sancağı göğsüyle ve
pazularıyla tutan Cafer-i Tayyar tekrar hücum etmek isterken üçüncü bir darbe
isabetiyle şehadet şerbetini içti. Sancağı Abdullah ibni Revaha aldı.
O da arkadaşına kavuşuncaya kadar dövüştü ve şehit oldu.
İki Kanatlı Sahabe Caffer-İ Tayyar
Resûl-i Ekrem bu üç komutanın şehadetine çok üzülmüştü. Amcazadesi Cafer’in
evine gitmiş, hüzünlü bir şekilde çocukları sevmeye başlamış ve göz yaşlarını
tutamamıştı. Esma (r.a.): “Ya Resûlullah niçin ağlıyorsun? Yoksa Cafer
ve arkadaşlarından bir haber mi var?” deyince, şefkat ve rahmet
Peygamberi Efendimiz:
“Evet, onlar bugün şehit oldular” buyurdu. “Uygunsuz
bir sözün çıkmamasını tembih edip evine gitti.” Üzüntüsünü teselli
için Cebrail (a.s) geldi ve Cafer’in kesilen iki eli yerine Allah yakuttan iki
kanat ihsan ettiğini, o kanatlarla cennette uçmakta olduğunu haber verdi. Bunun
için Cafer-i Tayyar ismiyle tanınmıştır. Şehit olduğu
sırada 41 yaşındaydı. Allah ona ve bize rahmet etsin.
Amin.
Yorum Gönder