Abdurrahman bin Avf'ın (r.a.), ilk sekiz Müslümandan biri. Hz.
Ebubekir Sıddîk (r.a.) vasıtasıyla İslâm'a girdi. Hayatta iken Cennet'le
müjdelenmiş. Vermek, bezletmek onun ayrılmaz vasfı olmuştur.
Medine'ye hicretinde Fahri Kâinat (s.a.v.) Efendimiz onu Saîd
bin Rebî (r.a.) ile kardeş yapmıştır. Saîd (r.a.) Medine'nin zenginlerindendi.
Hemen Abdurrahman bin Avf (r.a.) ile malını, servetini paylaşmak ister. Fakat
Abdurrahman (r.a.) ona: "Kardeşim!
Allah sana, malına, mülküne, çoluk çocuğuna bereket versin. Sen bana çarşının
yolunu göster. Ben orada biraz alış-veriş ile meşgul olur, ihtiyacımı
karşılarım" diye cevap verir.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, Abdurrahman'ın (r.a.) bu
sözlerini duyunca pek memnun olur ve ona hayır duada bulunur. Kısa zamanda
zengin olan Abdurrahman bin Avf (r.a.): "Taşa
uzansam, o taşın altında ya altına veya gümüşe rastladığımı görürüm" der.
Uhud Gazisi
Canıyla malıyla sevgili Peygamberimize hizmet eden Abdurrahman
İbn Avf (r.a.) Uhud'da yirmi yerinden yara almış fakat Efendimizin
yanından hiç ayrılmamıştır. "Ceyşü'l-Usre" denilen
Tebük seferi için malının tamamını bağışlamıştır.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizin vefatlarından sonra
validelerimizin hizmetlerinde bulunmuş. Bir defasında bağını satıp, parasını
annelerimize hediye etmiştir.
Bir defasında da 700 deve yüklü kervanı Medine'ye girince büyük
bir gürültü olmuştu. O sene Medine'de kıtlık vardı. Aişe (r.anha) validemiz: Bu
ne gürültü? diye sorar.
Abdurrahman bin Avf'ın kervanı geldi. Buğday, un, yiyecek
taşıyor, denilince Aişe (R.A): "Allah onun verdiklerini dünyada bereketlendirdi. Ahiretteki sevabı da
daha büyüktür.
Resûlullah'ın (S.A.S) şöyle dediğini duydum: Abdurrahman bin Avf emekleyerek Cennet'e girecektir."
Allah Yolunda İnfak
Bu müjde Abdurrahman bin Afv'a (r.a.) ulaştırılınca, 700 deve
yüklü o büyük kervanını Allah yolunda infak eder.
O son derece kerîm idi. Serveti arttıkça cömertliği de o
nisbette artıyordu. Allah yolunda dağıtmak onun zevki haline gelmişti. Kalbi,
Allah, Resûlullah sevgisiyle dolu, iffetli, merhametli, müşfik ve çok cömertti.
Dünyayı ahirete tercih etmemiş, servet ve mal sahibi olmaya ehemmiyet
vermemişti. Önce tam Müslümanca yaşamayı her şeyin üstünde tutmuştu.
Hz. Ali (r.a.) onun hakkında Resûl-i Ekrem'den (s.a.v.) "Sen sema ehli içinde eminsin, sen ehl-i arz içinde de
eminsin." dediğini duydum der.
Hicretten önce (m. 580) tarihinde doğan Abdurrahman İbn Avf
(r.a.) hicretten sonra 31 (m 653)'de 75 yaşlarında vefat etmişlerdir.
Cenaze namazını Hz. Osman (r.a.) kıldırmış Cennetü'l-Baki'ye
defnolunmuştur. Rabbimizden şefaatlerini niyaz ederiz.
Yorum Gönder