Hz. Danyal (A.S) Süleyman (A.S) Soyundan gelmektedir. Aç olan aslanların yanında atıldığı halde hiçbir aslanın dokunmadığı Hz. Danyal (A.S) mezarı Türkiye’de yer almaktadır.

 



Danyal (A.S) Esir Edilerek Babil’e Götürülüşü

Bâbil hükümdarı Buhtunnassar'ın, Beytülmakdis'i, yıkarak İsrailoğullarının ço­cukları arasından seçip kumandanlarına paylaştırdığı esir çocuklar arasında Danyal (A.S) da, bulunuyordu.

 

Danyal (A.S) Üç Arkadaşının Zindana Atılışı  

Bâbil halkı, Buhtunnassar'a başvurarak;

"İsrailoğullarından esir edilen şu çocukları, bize vermeni, senden istemiştik. Sen de onları, bize vermiştin. Vallahi, onlar, bizim yanımızda olalıdanberi, kadınlarımızın, bizi tanımadıkları­nı, onlarla ilgilendiklerini ve yüzlerini, onlara çevirdiklerini görüyoruz. O çocukları, ya bizim aramızdan çıkar, al ya da onları, öldür!"Dediler. Buhtunnassar:

"İçinizden, her kim, elindekini öldürmek isterse, öldürsün!" dedi.

Öldürülmek üzere çıkarılıp sağ bırakılmaları için, Allaha, yalvarmaları üzerine, Buhtunnassar tarafından sağ bırakılan Danyal (A.S) Hananya, Azarya ve Mişaye Bâbil Zindanına atılmışlardı.

O sırada, Buhtunnassar; bir rüya görmüş fakat, gördüğü rüyada görüp de kendisini şaşırtan şeyi unutmuştu. Buhtunnassar, gördüğü rüyadan, korkmuştu. Sihirbazlarla kâhinlerden, bunun, yorumunu sormuşsa da onlar, yoramamışlardı.

 

Danyal (A.S) Rüyayı Yorumlaması

Danyal (A.S), arkadaşlarıyla birlikte zindanda bulundukları sırada, Rüyayı, işitti. Zindancı; Danyal (A.S), hal ve gidişatındaki güzelliği ve doğruluğunu görüp hoşuna gitmekte ve kendisine sevgi göstermekte idi.

Danyal (A.S) ona:

"Sen, bana bir iyilik yap: Sahibinizin katında aracı ol da görmüş olduğu rüyayı, ona yorayım." dedi.

Zindancı, gidip Danyal (A.S) dileğini, Buhtunnassar'a haber verdi. Bunun üzerine, Buhtunnassar, Peygamber oğullarından Danyal (A.S), üç arkadaşını huzuruna çağırdı. Buhtunnassar'ın önünde, ona, secde etmedikçe, hiç kimse duramazdı. Fakat, Danyal (A.S) onun önünde secde etmeksizin ayakta durdu.

Buhtunnassar, ona:

"Seni, bana, secdeden alıkoyan nedir?" diye sordu.

Danyal (A.S);

"Benim bir Rabb'im var ki, bana, ilim ve hikmet verdi. Kendisinden başkasına secde etmememi de bana, emretti. Ben, kendisinden başkasına secde edersem, onun, bana verdiği ilmi, benden çekip almasından ve beni, helak etmesinden korkarım!" dedi.

Buhtunnassar; Danyal (A.S) verdiği cevaba hayret etti ve:

"Evet! Secde yapma! Sen, ahdine vefa etmekle, çok iyi etmiş ve sana verilen ilmin şerefini yükseltmiş, gözetmiş oluyorsun." dedikten sonra: "Sende, şu gördüğüm rüyanın ilmi ve yorumu var mıdır?" diye sordu.

Danyal (A.S): "Evet!" dedi.

Buhtunnassar:

"Görmüş olduğum rüyayı, sonra, bana isabet eden bir şeyden dolayı, unuttu­ğum, beni hayrette bırakan o şeyin ne olduğunu, bana, haber verinizi." dedi.

Danyal (A.S) arkadaşları:

"Sen, o rüyayı, bize haber ver de, biz, sana, onun yorumunu, haber verelim." dediler.

Buhtunnassar:

"Ben, onu yorumlayamıyorum. Eğer, siz, bana, onu, onun yorumunu, haber vermezseniz, omuz kemiklerini­zi, sökeceğim!" dedi.

Danyal Aleyhisselâmla üç arkadaşı, Buhtunnassar'ın huzurundan çıktılar. Allah'a, dua ettiler. Tazarru ve niyazda bulundular.(16) Kendilerine, yardım etmesini(17), sorulan şeyin öğretilmesini, dilediler. Yüce Allah da onlara, sorulan şeyi öğretti. Onlar, hemen Buhtunnassar'ın huzuruna vardılar. Ona:

"Sen, bir heykel görmüşsün!" dediler.

Buhtunnassar:

"Doğru söylediniz!" dedi.

Danyal Aleyhisselâm ve arkadaşları:

"O heykelin iki ayağı ve iki bacağı seramikten; iki dizi ve iki baldırı bakırdan; karnı gümüşten; göğsü altından; başı ve boynu demirdendi!" dediler.(18)

Buhtunnassar:

"Doğru söylediniz!" dedi. (19)

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

"Sen, onu, hayretle seyredip durduğun sırada, Allah, onun üzerine, gökten, bir kaya saldı da onu, ufatıverdi! İşte, sana, rüyanı unutturan da bu idi." dediler.

Buhtunnassar:

"Doğru söylediniz!" dedi ve: "Peki, bu rüyanın yorumu, nedir?" diye sordu.

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

"Bu rüyanın yorumu, şöyledir: Sana, kralların kudret ve tasarruf durumları gösterilmiştir ki, onlardan, bazısı­nın kudret ve tasarrufu, bazısından daha gevşek ve yumuşaktı. Bazısının, kudret ve tasarrufu, bazısından daha güzeldi. Bazısının kudret ve tasarrufu da, bazısından daha sert ve katı idi. İlk kudret ve tasarruf: Seramik olup o, kudret ve tasarrufun en zaifi ve gev­şeğidir."

"Sonra, onun üstünde bakır olup o, öncekinden daha üstün ve daha serttir. Sonra, bakırın üstünde gümüş olup o, bakırdan daha üstün ve daha güzeldir. Sonra, gümüşün üstünde altun olup o, gümüşten daha güzel ve daha üstündür."

"En üstünde bulunan demir, senin kudret ve tasarrufundur ki, o, hükümdarla­rın en katısı ve kendisinden önce olanların en kudretlisidir."

"Senin görmüş olduğun ve üzerine, gökten Allah'ın salıp heykeli yere seren kaya ise, Allah'ın, (semâdan indireceği Kitapla) ahir zamanda göndereceği bir Pey­gamberdir ki, o, hepsini ufatacak, emir, onun olacak, ona, varıp dayanacaktır!" dediler.

 

Danyal (A.S) Buhtunnassar Katında Yüksek Bir İtibar Kazanışı

Danyal (A.S); Buhtunnassar'ın rüyasını haber verdiği ve yordu­ğu zaman, Buhtunnassar, ona ve onun arkadaşlarına, çok ikram etti. Danyal (A.S), sık sık, huzuruna kabul eder, yapacağı işleri, ona ve onun arkadaşlarına danışırdı. Danyal (A.S), üstün mevkilere getirdi. Danyal (A.S), Buhtunnassar'ın yanında, insanların en şereflisi ve en sevgilisi olmuştu.

 

Danyal (A.S) Buhtunnassar'dan Sonraki Durumu  

Rivayete göre: Buhtunnassar'la onun daha üstü olan Büyük kıral Lührasp öl­dükten sonra, yerine, Beştasp b.Lührasp geçmişti.

Beştasp; Şam ülkesinin harap bir halde bulunduğunu, Filistin toprağında vahşî, yırtıcı hayvanların çoğaldığını ve orada, insanlardan hiç kimse kalma­dığını işitince:

"Babil toprağında bulunan İsrailoğullarından, Şam'a dönmek isteyen kimse­ler, dönsün!" diye nida ettirmiş, Dâvud oğulları Hanedanından bir zatı da onla­rın üzerine kıral yaparak kendisine, Beytülmakdis'i imâr etmesini (34) ve Beytül-makdis Mescid'ini yapmasını emretmişti.

Diğer rivayete göre;

İran hükümdarı Behmen, Babil Valisi Ahşu Yereş'e yazı yazarak, İsrailoğulla­rına yumuşak davranmasını, kendilerinin, istedikleri yerlere gönderilmelerine, memleketlerine dönmelerine müsâade edilmesini ve kendilerinin seçecekleri kim­seyi, başlarına koymasını emretmişti.

Danyal (A.S), Hananya, Azarya ve Mişayel, Beytülmakdis'e gitmek için Ahşu Yereş'ten izin istemiş idiyseler de, izin vermeğe yanaşmamış ve:

"Benim yanımda, sizin gibi, bin peygamber bulunsa, ben, sağ oldukça, onlar­dan, bir tanesini bile, yanımdan ayırmam." demiş, Danyal Aleyhisselâmı, dev­letin kadılık işlerile birlikte kendisinin her işini yürütmeğe memur etmişti.

Hattâ, Buhtunnassar'ın, Beytülmakdis'ten aldığı, hazinelerde saklanan her şeyin çıkarılıp Beytülmakdis'i iade edilmesini ve Büytalmakdisin, onunla, yeniden ya­pılmasını da ona, emretmiş ve yapılmıştı.

Danyal (A.S) Vefatı, Cesedi ve Kabri 

Danyal (A.S), bir müddet, Bâbil'de oturdu. Bâbil'den ayrıldıktan sonra, Huzistan'ın Sus (Tarsus) nahiyesinde kaldı. Ora­da, vefat etti. Ona ve gönderilen bütün peygamberlere selâm olsun!

Yüce Allah; Hz. Ömer'in Halifeliği zamanında Sus şehrini, Ebû Mûsâ El Eş'a-rî'nin eliyle feth etti. Ebû Mûsâ, Sus kralı Sabur'u, öldürdü. Sus şehrini, kuşattı. Şehirde bulunan şeyleri, Sabur'un mal ve mülklerini ganimet olarak aldı.

Mal depolarını, dolaşıp onların içinde bulunanları, alırken, bir meydanda, kilitli bir depoya rastladı ki, deponun kilidi, kalayla mühürlenmişti.

Ebû Mûsâ, Sus halkına:

"Bu depoda ne vardır? Ben, onun kilidinin de kalayla mühürlenmiş olduğunu görüyorum." dedi.

Sus halkı:

"Ey Emîr! Onun içinde, sana yarayacak bir şey yoktur!" dediler.

Ebû Mûsâ:

"Onun içinde ne olduğunu, muhakkak, benim, bilmem lâzım! Deponun kapısını açınız da içinde ne vardır bir bakayım?" dedi.

Kilidi, kırdılar ve kapıyı açtılar. Ebû Mûsâ, depoya girip bakınca: Uzun, havuz gibi oyulmuş bir taş ve içinde de altun sırma ile dokunmuş bir kefenle kefenlenmiş, başı açık, ölü bir adam gördü!

Ebû Musa da yanında bulunanlar da ölü zatın boyunun uzunluğuna hayrette kaldılar. Sonra, onlar, onun burnunu, karışladılar. Bir karıştan fazla olduğunu gördüler.

Ebû Mûsâ, Sus halkına:

"Yazıklar olsun size! Kim bu adam?" diye sordu.

Sus halkı:

"Kendisini, Iraklılara iade etmemek görüşüne varmışız. Kendisi de ölüm döşeğine düşünceye kadar yanımızda oturmuş ve vefat etmiş. İşte, onun kıssası ve hâli, böyle imiş." dediler.


 

Hz. Ömer’e Mektup Yazılması

Bunun üzerine, Ebû Mûsâ, Sus'ta bir müddet oturdu. Hz. Ömer'e bir yazı yazıp Sus şehrinden, Allah'ın, kendilerine nasip ettiği şey­leri haber verdi ve ölü zatın işini de, yazısında, yazdı.

Yazı, varıp Hz. Ömer, onu, okuyunca, Ashabın Ulularını, yanına çağırdı. Onlara, ölü zat hakkında bir bilgileri olup olmadığını sordu. Onlardan hiçbirinde, onun hakkında bir bilgi bulamadı. Ancak,

Hz. Ali:

"Bu Zat, Danyal Hakîmdir. Kendisi, Resul olmayan bir Nebîdir. Eski zamanda, Buhtunnassar'ın ve ondan sonraki krallardan bazısının yanın­da bulunmuştu." dedi ve onun, başından sonuna ve vefatına kadar kıssasını an­lattıktan sonra:

"Sahibine (Ebû Musa'ya) yaz! Onun üzerine, cenaze namazını kılmasını ve onu, Sus'luların erişemeyecekleri bir yere gömmesini, kendisine, emret!" dedi.

Hz. Ömer, bunu, Ebû Musa'ya yazdı. Yazısında: "Onu, beyaz Kabatî bezinden kefene sar ve kefene, koku sür. Üzerine, cenaze namazı kıl. Sonra, onu, peygamberlerin gömüldüğü gibi, göm! Malına bak. Onu, Müslümanların Beytülmal'ına koy!" dedi.

Bunun üzerine, Ebû Mûsâ, Sus ırmağının yolunu, başka bir yola çevirip akıt­malarını, Sus halkına emretti. Sonra, Danyal Aleyhisselâmın üzerinde bulunan kefenden başka bir kefene sarılmasını, emretti.

Sonra, yanında bulunan Müslümanlarla birlikte onun cenaze namazını kıldı. Suyu çekilen ırmak yatağının ortasına kabrini kazdırıp, kendisini gömdürdükten sonra, ırmağı eski yoluna çevirterek onun üzerinden akıttı.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski