İMAN ARTAR VE AZALIR

 

İman ve Peygamberin: “İslâm beş şey üzerine bina edilmiştir” ... Kavli

İman, dil ile söylemek ve organlarla işlemektir. İman, artar ve eksilir. Yüce Allah şöyle buyurdu:

Ve Allah'ın şu kavli:

"Bir sure indirildiği zaman içlerinden kimi: Bu sure hanginizin imanını artırdı, der. İman etmiş olanlara gelince (her inen sure) daima onların imanını artırmıştır ve onlar birbirleriyle müjdeleşirler." (Tevbe: 9/124);

 

Allah için (yâni Allah'a tâat sebebiyle) sevmek ve Allah için sevmemek imandandır.

 

İbrâhîm (A.S) da: 

“Ey Rabbim, ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster, dedi; Allah: inanmadın mı yoksa dedi; O da: İnandım, fakat (gözümle de görerek) kalbimin yatışması için." (Bakara: 2/260) demişti.

 BUHARİ




DUA İMANDANDIR

 

İbn Abbâs, "Duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi de" (Furkan: 25/77) 

Kelâmı sebebiyle, duanız imanınız demektir, diye tefsir etti. Duanın lügatteki manası imandır.

 BUHARİ



İMANIN 5 ŞARTI

 

Ömer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: 

Rasûlüllah (S.A.S) şöyle buyurdu:

"İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resul’ü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacc etmek, ramazan orucunu tutmak".

 BUHARİ



 

Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti. 

Rasûlüllah (S.A.S) şöyle buyurdu:

İman altmıştan fazla şu'bedir. Hayâ da imandan bir şu'bedir buyurmuştur.

 BUHARİ

 



Müslümanların Hangisi Efdaldir?

 

Abdullah ibn Amr (radıyallahü anh)'dan tahdîs etti. 

Rasûlüllah (S.A.S) şöyle buyurdu:

"Müslüman dilinden, elinden Müslümanların selâmette kaldığı kimsedir. Muhacir de Allah'ın nehy ettiğini terk edendir".

 BUHARİ




Ebû Mûsâ (radıyallahü anh) şöyle demiştir

-Yâ Rasûlallah! Müslümanların hangisi efdaldir? diye sordular. 

Rasûlüllah (S.A.S);

- "Müslümanlar, dilinden ve elinden selâmette kalandır" buyurdu.

 BUHARİ




Abdullah ibn Amr (radıyallahü anh)'dan tahdîs etti 

Bir kimse Rasûlüllah'a:

- İslâm'ın en hayırlısı hangisidir? Diye sordu.

Rasûlüllah (S.A.S);

- "Yiyecek yedirmen, tanıdığına tanımadığına selâm vermendir" cevâbını verdi.

 BUHARİ




Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti 

Rasûlüllah'a:

- Amelin hangisi efdaldir? diye soruldu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

- Allah'a ve Rasûl'üne îmân etmektir, buyurdu.

- Ondan sonra hangisi? diye soruldu.

- Allah yolunda cihâddır, buyurdu.

- Ondan sonra hangisi? denildi.

Makbul olmuş haccdır, cevâbını verdi

 BUHARİ

 



Enes (radıyallahü anh)'den tahdîs etti. 

Rasûlüllah (S.A.S);

"Hiçbiriniz, kendiniz için arzû ettiğinizi kardeşiniz için arzu etmedikçe, (kemâliyle) îmân etmiş olmazbuyurdu.

 BUHARİ

 


Peygamberi Sevmek İmandandır

 

Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti

Rasûlüllah (S.A.S);

"Nefsim elinde olan Allah 'a yemîn ederim ki hiçbiriniz, ben kendisine babasından da evlâdından da daha sevgili olmadıkça (kemâliyle) iman etmiş olmaz".

 BUHARİ




Enes (radıyallahü anh)'den tahdîs etti.

Rasûlüllah (S.A.S);

"Hiçbiriniz ben ona babasından da evlâdından da, bütün insanlardan da sevgili olmadıkça (kemâliyle) iman etmiş olmaz".

 BUHARİ





İmanın Tatlılığı

Enes (radıyallahü anh)'den tahdîs etti.

Rasûlüllah (S.A.S);

"Kimde üç şey bulunursa imanın tatlılığını tatmış olur: Allah ile Resul’ü kendisine başkalarından daha sevgili olmak; bir kimseyi sevmek, fakat yalnız Allah için sevmek; (Allah onu küfürden kurtardıktan sonra) yine küfre dönmekten, ateşe atılacakmışçasına hoşlanmamak"

 BUHARİ

 



Enes (radıyallahü anh)'den tahdîs etti.

Rasûlüllah (S.A.S);

"Kâmil imanın alâmeti Ensâr'ı sevmek, münafıklığın alâmeti de Ensâr'a buğz etmektir"

 BUHARİ





Fitneden Kaçmak İmandandır

 

Ebû Sâîd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: 

Rasûlüllah (S.A.S) şöyle buyurdu:

"Yakında (öyle fenâlıklar meydana gelecek ki) bir Müslümanın, kendi dinini fitnelerden selâmete kaçırmak için, dağ başlarında gezdirip, yağmur sularının düştüğü yerlerde (yani vâdîler ve sahralarda) güdeceği davarları, en hayırlı malı olacaktır."

 BUHARİ




Ebû Sâîd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: 

Rasûlüllah (S.A.S) şöyle buyurdu:

"Cennet ahâlîsi cennete, ateş ahâlîsi de ateşe girdikten sonra Yüce Allah: Kimin kalbinde bir hardal tanesi ağırlığınca iman varsa ateşten çıkarınız, diye emreder.

Bunun üzerine bu kimseler simsiyah kesilmiş oldukları hâlde çıkarılıp Hayât (yahut Haya) nehri içine atılırlar ve orada sel uğrağında kalan yabanî reyhan tohumları nasıl sür'atle yetişirse öylece yetişirler. Görmez misin, bunlar sapsarı olarak ve iki tarafa salınarak (ne güzel) sürerler".

BUHARİ





Kadınların Kocasına Karşı Tavrı

 

Ibn Abbâs (radıyallahü anh) şöyle demiştir: 

Peygamber (S.A.S):

- Bana cehennem gösterildi, bir de gördüm ki cehennem ahâlîsinin çoğu kadınlardır. Onlar küfr ederler, buyurdu.

Bunun üzerine:

- Allah'a mı küfr ederler? diye soruldu. Peygamber:

- Onlar kocalarına karşı küfran ederler, iyiliğe karşı küfrân ederler. Birisine bütün zaman ihsan etsen de sonra senden (hoşuna gitmeyen) bir şey görse, "Ben senden hiçbir hayır görmedim" der.

 BUHARİ




Hizmetçilerinize İyi Davranın

 

Ebû Zerr (radıyallahü anh) şöyle şöyle anlattı:

Ben bir kerre bir adamla söğüştüm de onu anasından dolayı ayıpladımdı. 

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:

"Yâ Ebâ Zerr! Onu sen anasından dolayı mı ayıblıyorsun? Demek ki sen, içinde henüz Câhiliyyet (ahlâkı) bulunan bir kimsesin. Hizmetçileriniz sizin öyle kardeşlerinizdir ki, Allah onları sizin ellerinizin altına emânet etmiştir. Her kimin eli altında kardeşi bulunursa, ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara güçleri yetmeyecek zahmetli bir iş yüklemeyiniz. Şayet yüklerseniz, onlara yardım edinizbuyurdu.

 BUHARİ




İki Müslümanın Savaşması

 

El-Ahnef ibn Kays 'tan tahdîs etti.

Peygamber'in amucaoğlu Alî'ye yardıma gidiyordum. Ebû Bekre beni karşıladı ve:

- Nereye gidiyorsun? diye sordu.

- Şu adama yardım etmek istiyorum, dedim. Ebû Bekre bana:

- Geri dön; çünkü ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim: 

"İki Müslüman kılıçlarıyla karşılaştıkları zaman, öldüren de ölen de cehennemdedir" buyuruyordu.

- Yâ Rasûlallah! Öldüren böyle; ya ölene ne oluyor? diye sordum.

- "Ölen de arkadaşını öldürmeğe hırslı idi de ondan" buyurdu.


BUHARİ



Münafıklığın Alâmeti

 

Ebû Hureyre (Radıyallahü Anh)'Den Tahdîs Etti. 

Peygamber (S.A.S):

"Münâfıkın alâmeti üçtür: Söz söylerken yalan söyler; va'd ettiği vakit sözünde durmaz, kendisine bir şey emniyet edildiği zaman hıyanet eder" buyurdu.


BUHARİ



Abdullah İbn Amr (Radıyallahü Anh)'Dan Tahdîs Etti Ki, 

Peygamber (S.A.S) şöyle buyurmuştur:

"Dört şey her kimde bulunursa hâlis münafık olur; her kimde bunların bir parçası bulunursa onu bırakıncaya kadar kendisinde münafıklıktan bir huy kalmış olur. Bunlar şunlardır: Kendisine bir şey emniyet edildiği zaman hıyanet etmek; söz söylerken yalan söylemek, ahd ettiğinde ahdini tutmamak; husumet zamanında da haktan ayrılmaktır"


BUHARİ



Her Bir Sevaba Yedi Yüz Kat Sevap

Ebû Saîd Hudrî haber verdi ki,

Rasûlüllah (S.A.S)

"Bir kul müslümân olur ve müslümânlığı da güzel olursa, Allah onun evvelce işlemiş olduğu her kötülüğünü örter. Ondan sonra sıra kısasa (yani mükâfat ve mücâzâta) gelir. Bir hasene, ondan yedi yüz kat büyük hasene ile; bir seyyie (yani kötülük) ise, yalnız kendi misli ile karşılanır: meğer ki Allah o seyyieyi afveder".

 

BUHARİ



Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, 

Rasûlüllah (S.A.S)

"Biriniz İslâm'a girişini güzel yaparsa, yapacağı her bir hasene, kendisi lehine on mislinden yedi yüz katına kadar büyük derecelerle yazılır; yapacağı her bir seyyie ise, ancak kendi misli ile yazılır".

BUHARİ



La İlahe İllallah Diyen Kişi


Enes (Radıyallahü Anh)'Ten Tahdîs Etti. 

Peygamber (S.A.S) buyurdu ki:

"La ilahe ille'llâh deyip de kalbinde bir arpa ağırlığınca hayr (yani îmân) bulunan kimse cehennemden çıkacaktır. La ilahe illallah deyip de kalbinde bir buğday ağırlığınca hayr bulunan kimse cehennemden çıkacaktır. La ilahe illallah deyip de kalbinde bir zerre ağırlığınca hayr bulunan kimse cehennemden çıkacaktır."


BUHARİ



İMAN NEDİR, İSLAM NEDİR, İHSAN NEDİR?

 

Ebû Hureyre (Radıyallahü Anh) Şöyle Demiştir:

Rasûlüllah (S.A.S) meydanda oturuyordu. Yanına bir adam geldi ve:

- îmân nedir? diye sordu. Rasûlüllah:

Îmân Allah 'a, meleklerine, Allah 'a kavuşmaya, peygamberlerine inanman; kezâlik (öldükten sonra) dirilmeye inanmandır, cevabını verdi.

O zât:

- İslâm nedir? dedi. Rasûlüllah:

- Allah'a ibadet edip, O'na hiçbir şeyi ortak kılmaman, namazı dosdoğru kılman, farz edilmiş olan zekâtı vermen, ramazânda oruç tutmandır, buyurdu.

Sonra o zât:

- İhsan nedir? diye sordu. Rasûlüllah:

- Allah'ı sanki görüyormuşsun gibi ibâdet etmendir; eğer sen Allah'ı görmüyorsan şüphesiz O seni görmektedir, buyurdu.


BUHARİ



Post a Comment

Daha yeni Daha eski