Bazı rivayetlere göre, ilk yaratılan Peygamberimiz (asm)'in Nurudur. 

Meleklerden ilk yaratılan ise, Hamele-i Arş melekleridir

İlk yaratılanın Hz. Mikail olduğu bilgisinin kesin bir dayanağı yoktur. Yani ilk hangi meleğin yaratıldığı hakkında kesin bir bilgi yoktur.


Bir zamanlar Rabb'in meleklere: 

'Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.' demişti. (Melekler): 'A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz.' dediler. (Rabb'in): 'Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.' dedi."



️ Melekler nurdan yaratılmışlardır.

✏ Melekler Allah'ın Hizmetkarlarıdır

✏️ Yemezler, içmezler ve uyumazlar

✏️ Cinsiyetleri yoktur

✏️ 4 büyük melek: Cebrail, Mikail, İsrafil ve Azrail'dir

✏️  En büyük melek, meleklerin peygamberi Hz. Cebrail'dir

✏️ Meleklerin sayısı hakkında net bir bilgi yoktur. 






DÖRT BÜYÜK MELEK



Hz. Cebrail (A.S)


Cebrail (a.s) Allah’ın elçisidir. Vahiy meleği olarak bilinen Cebrail, Cibril olarak Kuran’da geçmektedir. Hz. Cebrail, (a.s.) her şekle girebilir.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) onu biri vahyin başlangıcında Hıra'dan Mekke'ye gelirken, diğeri Miraç’tan dönüşte Sidretü'l-Münteha'da olmak üzere iki defa kendi aslî şekliyle görmüştür.

Cebrâil (a.s.) bazan da insan kılığına girerek Rasülullah (s.a.s.)'a vahiy getirirdi. Bu durumda çoğu kez yakışıklı ve genç bir sahabî olan Dıhye el-Kelbî'nin sûretinde görünürdü

Her peygamberin meleklerden bir dostu vardır; senin dostun hangi melektir?” deyince Resûl-i Ekrem, “Dostum Cebrâil’dir ve Allah’ın gönderdiği bütün peygamberlerin de istisnasız dostu odur” cevabını vermiştir.

Hz. Cebrail’in 600 kanadı olduğu rivayet edilmektedir.



Hz. Mikail (A.S)


Hz. Mikâil (as), dört büyük melekten biridir. Tabiat olaylarına, insanlara, hayvanlara ve bitkilere, rızka ve yağmura nezaret eden melektir.

Cebrâil ve Mîkâil’in Uhud günü beyaz elbiseli iki insan kıyafetinde Resûlullah’ın sağında ve solunda durup onu bütün güçleriyle korudukları da nakledilmektedir.

Hz. Peygamber’in, bir hadisinde şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Her peygamberin gök ehlinden iki, yer ehlinden iki veziri olur. Benim gök ehlinden vezirlerim Cebrâil ile Mîkâil, yer ehlinden vezirlerim de Ebû Bekir ile Ömer’dir” 



Hz. İsrafil (A.S)

Sûr'a üfleyecek olan melek; dört büyük melekten birisi olan İsrâfil kıyamet günü Sur'a üflemekle vazifeli melektir. Kıyamet günü Allah'ın emri ile iki defa Sûr'a üfleyecektir. "Sûr'a üflenince, Allah'ın dilediği bir yana, göklerde olanlar, yerde olanlar hepsi düşüp ölür. Sonra Sûr'a bir defa daha üflenince hemen ayağa kalkıp bakışıp dururlar" (ez-Zümer, 39/68).

Levh-i Mahfuzda Allah'ın yazılı iradelerini okumak ve bu iradelerin yerine getirilmesiyle görevli olan mukarreb meleğe bildirmek de İsrâfil (a.s)'ın görevlerindendir.




Hz. Azrail (A.S)


Allah'ın kendisine verdiği emirle canlıların ruhlarını almakla görevli olan ölüm meleği. Kur'an-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde bu şekliyle değil, doğrudan anlamı olan Melekü'l-Mevt (ölüm meleği) terimi kullanılmaktadır.

Rivayete göre İbrahim (as), ölüm meleğine; "Bana kötü insanların ruhunu aldığın surette görün." dedi. Melek: "Sen bu sureti görmeye dayanamazsın." dedi ise de İbrahim (as) ısrar ederek: "Dayanırım." dedi.

Azrail (as); "Yönünü dön." buyurdu. İbrahim (as) döndü ve Azrail (as)'i görünce, onu kapkara, saçı sakalı karışmış, pis pis kokar, siyah elbiseli, ağız ve burun deliklerinden ateş ve dumanlar fışkırır vaziyette gördü. Buna dayanamayarak düşüp bayıldı.

Ayılınca Azrail (as)'i eski suretinde gördü ve ona: "Bir günahkara, senin suratını görmek yeter. Başka bir azap ile karşılaşmasa da senin o suratın azap bakımından onun için yeterlidir." dedi. İbrahim (as) bu sefer: "Bana iyilerin ruhlarını aldığın surette görün." dedi ve meleği güzel bir surette görünce de: "İyiler için mükafat olarak seni bu surette görmeleri yeterlidir." demiştir.


 

BİLİNEN MELEKLER 


Taberâni'nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte her insana üç yüz altmış (360) meleğin nezâret ettiği ve insanı koruma altına aldıkları kaydedilmektedir.

İnsan ile vazifeli 8 melek olduğu rivayet edilir. Anne rahimine düştüğü anda hatta daha öncesinde melekler görevlendirilir. 4 melek gündüz 4 melek ise gece insanı cin ve şeytani varlıklara karşı korur.

2 tanesi Kiramen kâtibin melekleri diğer ikisi ise Hafsa melekleridir. 




✏️ Hz.Cebrail: Vahiy meleği

✏️ Hz.Mikail: Deprem, Yağmur, Fırtına gibi doğa olaylarını Allah'ın izni ile düzenler

✏️ Hz.İsrafil: Kıyamet ve Mahşer günü için sura üfleyecek melek

✏️ Hz.Azrail: Ölüm meleği

✏️ Hafaza melekleri: İnsanları bela ve musibetlerden koruyan meleklerdir

✏️ Kiramen Katibin Melekleri: Sağ ve solumuzda hazır bulunan işlediğimiz günah ve sevapları kaydeden melekler

✏️ Münker ve Nekir: Kabirde sorguya çekecek olan melekler

✏️ Rıdvan: Cennetteki meleklerin başı

✏️ Malik : Cehennemdeki meleklerin başı

✏️ Zebani : Cehennem meleği




Harut ile Marut'un Hikayesi


Onlar, Süleyman’ın hükümranlığı hakkında şeytanların uydurup söylediklerine uydular. Gerçek şu ki Süleyman kâfir olmadı, fakat şeytanlar kâfir oldular; çünkü insanlara sihri, Bâbil’de iki meleğe, Hârût’la Mârût’a indirileni öğretiyorlardı. Hâlbuki bu iki melek, “Biz ancak imtihan vasıtasıyız; sakın küfre sapma!” demedikçe hiç kimseye bilgi vermezlerdi. Fakat onlar bu iki melekten, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa Allah’ın izni olmadıkça onunla hiç kimseye zarar veremezlerdi. Yine de kendilerine fayda sağlayanı değil zarar vereni öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu (sihri) satın alan kimsenin âhiretten nasibi olmadığını çok iyi biliyorlardı. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür, bir bilselerdi! (BAKARA 102.AYET)

 

Harut ile Marut aralarında sohbet eden iki melekti. Sohbetlerinde "İnsanlar yerine biz duygu sahibi olsaydık sürekli ibadet ederdik" diyorlardı. Allah onlara "Size şehvet duygusunu verseydim siz insanlardan daha çok günah işlerdiniz" demiş. Melekler kendilerine güveniyorlarmış. Allah onlara şehvet duygusu verip dünyaya indirmiş. Harut ile Marut bir kadın görmüşler. Kadın Harut ile Marut'a bir şartla onlarla birlikte olacağını söylemiş. Ya kocasını öldürecek, ya puta tapacak ya da şarap içeceklerdi. Şarap içmeyi tercih ettiler.

Hikâyeye göre kadın bir şartta daha bulundu. Aşk duygusuna kapılan Harut ile Marut bu şartı da kabul etmişler. Kadının şartı ona ism-i azamı öğretmeleriydi. Onlar öğretince kadın söyleyip gökyüzüne çıkmış. Allah kadını Zühre yıldızının üstüne koymuş ve Harut ile Marut'u da Babil'de bir yerde baş aşağı kıyamete kadar duracakları cezasını vermiş.




YÜCE ALLAH MELEKLER ALEMİNDEN SONRA CİNLER ALEMİNİ YARATTI

Post a Comment

Daha yeni Daha eski