Zübeyr Bin Avvam Hz. Peygamber’e ilk iman edenlerden ve cennetle müjdelenen on sahabeden birisidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) onun hakkında “Her peygamberin bir havarisi (yani yardımcısı) vardır, benim de havarim Zübeyr’dir.” demiştir.
Hz. Zübeyr bin avvam İslam’a gönül veren ilk kişilerden olup Peygamberimizin (sav) en yakın dava arkadaşlarından birisi olmuştur.
595’te Mekke’de doğmuştur. Annesi Hazreti Peygamberin halası Hz. Safiyye’dir. Babası Avvam ise Hz. Hatice Validemizin kardeşidir. Soyu Peygamberimizin (sav)dedelerinden Kusay’da birleşmektedir. Yani peygamberimizin kuzenidir.
Hz. Zübeyir hiç zaman putlara tapmamış, cahiliye inançlarına inanmamış, İslâm’a tebliğin ilk zamanlarında 16 yaşında iken beş ya da yedinci Müslüman olarak İslâmiyet’i kabul etmiş ve bu Hz. Ebu Bekir vesilesiyle olmuştur.
İşkenceye Maruz Kaldı
Amcası Nevfel b. Huveylid idi ve Müslüman olmasına şiddetle karşı çıktı. İslâm’dan vazgeçmez ise kendisine şiddet uygulayacağına dair yemin etmişti.
Baskılarından bir sonuç alamayınca onu bir hasıra sararak tavana astı ve altından ateş yakarak dumanıyla işkence etti, lakin o inancından vazgeçmedi. Oğluna eziyet edildiğini haber alan annesi Safiyye onu kurtardı.
Zübeyr Bin Avvam Eşi Kimdir?
Mekke’ye hicretten kısa bir süre önce dönmüştür. Hz. Ebubekir kızı Esma ile evlendi ve bu evlilikten 8 çocuğu olmuştur. Şam tarafına ticaret için gitmiş dönerken Medine yakınlarında hicret eden Hz. Peygamber (sav) ve Ebu Bekir ile karşılaştı.
Hz. Zübeyr, Medine’de de Hz. Peygambere (sav) yakın bir şekilde yaşadı. Onunla beraber bütün savaşlarda bulundu. Bedir savaşında bulunan üç süvariden biriydi.
Hz. Peygamber (sav) Bedir gazvesinde Müslümanlara yardım için gelen Hz. Cebrail ile diğer meleklerin başlarında Zübeyr b. Avvam’ın sarığına benzeyen sarıklar görmüştür. (İbn Sa‘d, III, 103).
Uhud savaşında muhacir seçkin sahabelerle birlikte cephenin en ön safına görev yaptı. Müşriklerin sancaktarı Talha b. Ebû Talha meydan okuyunca öldürülmüş onun intikamını almak üzere gelen Kilâb b. Talha’yı da Hz. Zübeyr öldürdü.
Müslümanlar geri çekilirken Hz. Peygamber’in etrafını sarıp onu müşriklere karşı koruyanlardan birisi de Zübeyr’dir. Savaş bittikten sonra Resûl-i Ekrem, Hz. Ebu Bekir ile beraber Hz. Zübeyr’i 70 kişilik bir birliğin başında müşrikleri takiple görevlendirilmiştir.
Hz. Peygamberin Havarisi
Hendek savaşında müşriklerin önemli savaşçılarından Nevfel b. Abdullah el-Mahzûmî meydan okuduğunda ilk başta karşısına kimse çıkmadı. Ardından Zübeyr b. Avvam onunla savaştı ve öldürdü.
Bu sırada Beni Kurayza Yahudilerinin ihanet ettiği haberi gelince Hz. Peygamber (sav) bu haberi teyit etmek için birinin oraya giderek araştırmasını istediğinde herkesten evvel Hz. Zübeyr bin Avvam bu göreve talip oldu. Geri geldiğinde Hz. Peygamber “Her peygamberin bir havarisi vardır. Benim havarim de Zübeyr’dir” dedi.
Mekke’yi fethetmek için yola çıkan ordusunun kumandan ve sancaktarlarından birisi de Hz. Zübeyr idi. Mekke’ye üç koldan giren ordunun sol kısmına kumandanlık etti.
Huneyn, Taif ve Tebük seferlerine katıldı. Veda haccında da bulundu. Resülullah’ın vefatından sonra gerçekleşen ilk halife seçiminde önce Hz. Ali’yi desteklese de çoğunluğun Hz. Ebu Bekir’e yönelmesi üzerine ona tabi oldu.
Hz. Ebu Bekir halifeliği zamanında Medine yakınlarına kadar gelmiş olan mürtetlere karşı mücadele etti. Daha 13 yaşında olan oğlu Abdullah’ı da yanına alarak Yermük Savaşı’na katılmış ve bu savaşta büyük kahramanlıklar göstermiştir.
Mısır’ın fethiyle görevli Amr b. As’ın Halife Hz. Ömer’den yardım istemesi üzerine halife ona 4000 veya 5000 kişilik bir ordunun başında yiğitlikte Bin atlıya bedel olduğunu ifade ettiği Zübeyr b. Avvâm’ı gönderdi. Halife Hz. Ömer’in vefat ederken halife adayı olarak tavsiye ettiği 6 kişiden birisi olmuştur.
Hz. Osman’ın şehit edilmesinden sonra Hz. Ali’ye biat etmiş ve ondan Hz. Osman’ı şehit eden asileri yakalanarak cezalandırmasını talep etti. Lakin tavsiyelerinin dikkate alınmaması ve hala isyancıların Medine’yi terk etmemesi üzerine izin alarak Talha b. Ubeydullah ile birlikte umre yapmak için Mekke’ye gitmiştir.
Cemel Vakası
Hz. Zübeyr ile Hz. Talha Mekke’de Hz. Aişe ile buluştular. Medine’yi asilerden kurtarmak ve Hz. Osman’ın katillerinin ceza almasını sağlamak için bir ordu kurmaya karar vererek hazırlık yapmak üzere Basra’ya geçtiler.
Durumu haber alan Hz. Ali Medine’den Basra’ya doğru yola çıktı ve iki taraf Basra yakınlarında karşılaştılar. Karşılıklı yapılan görüşmelerde barış aşamasına geldiler.
Lakin Hz. Ali’nin ordusu içinde olan ve Hz. Osman’ın katline katılmış olan bazı asilerin karşı tarafa hızlı bir baskın yapması üzerine bir anda savaş başlamış oldu.
Cemel Vakası olarak bilinen bu savaşın hararetli zamanların birinde Hz. Ali ve Zübeyr bin Avvam ile karşı karşıya geldiler. Aralarında şöyle bir konuşma geçti.
Hz. Ali dedi ki;
Ey Zübeyr! Hatırlar mısın senle birlikte Allah Resulü (sav) bir gün Medine’de bir bahçede oturuyordunuz. Ben sizin yanınıza doğru geldim. Beni görünce tebessüm ettiniz.
Allah Resulü (sav) sana dedi
‘Ey Zübeyr! Ali’yi seviyor musun?
Sen dedin ki
Evet Ya Resulallah! Hem de çok seviyorum.
Sonra Efendimiz (sav) şöyle dediydi sana
“Ey Zübeyr! Unutma ki bir vakit Ali ile sen karşı karşıya geleceksiniz. O gün sen haksız, Ali ise haklı olacaktır.” (İbni kesir)
Bunu unutan Hz. Zübeyr bir anda neye uğradığını şaşırdı ve kılıcı elinden düşürdü. Gözyaşları içinde Hz. Ali’ye (ra) bakarak dedi ki “Ey Ali! Artık, bana dünyaları verseler, ben sana karşı asla savaşamam.”
Zübeyr Bin Avvam Nasıl Öldü?
Hz. Zübeyr Medine’ye dönmek için savaş alanından ayrıldı. Bunu gören Beni Temimli Umeyr (Amr) b. Cürmüz arkadaşıyla beraber onun peşine takıldı.
Vadissiba adı verilen yerde ona yetişti ve savunmasız iken namaz kıldığı esnada onu şehit etti. (64 yaşlarında). Bununla da yetinmemiş onun kılıcını ve elbiselerini alarak halifeden övgü almak ümidiyle savaş alanına geri gelmişti.
İbn Cürmüz Hz. Zübeyr’in elbiseleri ile kılıcını Hz. Ali’ye verince neye uğradığını şaşıran halife bu zalim adama şöyle dedi “Vallahi! Ben Hz. Peygamberden (sav) Safiyye’nin oğlunu öldürene cehennemi müjdele!’ dediğini işittim.
Ey İbn Cürmüz! İslâm’ın kılıçlarından bir kılıcı öldürdün, sen ne fena bir iş yaptın” dedi. Taltif ümidiyle gelen İbn Cürmüz kınanmış ve layık olduğu yeri duymuştu.
Hz. Zübeyr’in mezarı, Irak’ın Zübeyr şehrinde kendisi için yapılan bir cami ve türbe bulunmaktadır.
Yorum Gönder